MİMAR
SİNAN
1490
– 1588
Ayşe DEMİR ÜNLÜ
Kadir
Has Üniversitesi -Mimarlık Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek lisans
İstanbul,
ayseunlu@besiktas.bel.tr
“Bir ulusun kültürü, onu oluşturan ozan, besteci,
filozof, bilim adamı, heykeltıraş, ressam ve mimar gibi kişilerin yaratıları
ile ün kazanır.”[1]
MİMAR
SİNAN
Hassa
Mimar başı Koca Sinan, Mimarlık tarihinin, ilk sıradaki yerini tartışmasız açık
ara hak eden en değerli üstattır. Sinan gibi hem okul, Hem simge olan sanat
yıldızları, insanlığın yolunu aydınlatan evrensel ışıldaklardır. Sinan 'ı doğru
biçimde tanımamız içinde, hem kendisini, hem de yaşadığı dönem hakkında doğru
bilgilere ulaşmak zorundayız.
Doğduğu
ve 21 yaşına kadar yaşadığı Ağırnas 3000 yıllık yeraltı şehir kalıntıları olan,
dehlizleri, mağaraları ile geçmişi olan Bir Kayseri kasabası...
HASSA MİMARLAR OCAĞI
Saraya bağlı mimarlar
anlamına geliyor. İlk Mimarlık örgütlenmesi sayılabilir. Görevleri arasında
Osmanlı İmparatorluğuna ait yeni yapılar tasarlamak, Keşif çalışmaları yapmak
ve inşaatlarını gerçekleştirmek idi. Ayrıca inşa edilmiş eski yapıların
bakımından ve onarımından sorumluydular. İstanbul Dışında bu ocağa bağlı olan
eyalet mimarları bu görevleri yerine getiriyorlardı.
Mimar Sinan 1538 yılında
bu teşkilatın başına yetirildi ( Mimarbaşı Acem Ali öldükten sonra) , 200 kadar
mimar çalışmaktaydı. Bunların yüzde onu kadarı da gayri Müslüm kimselerdi.
Hassa Mimarlık, günümüzde Bayındırlık Bakanlığı karşılığındadır.
Kanuni Sultan
Süleyman'ın gözdesi ve Baş mimarıydı.
Yorulmak bilmeyen çabası
ile orduda bulunmasınında katkısıyla İran, Mezopotamya, Suriye, Arabistan, Kırım,
Macaristan, orta Avrupa, balkanlar ve Anadolu’yu dolaşmasıyla bilgi ve
yeteneğinin yanında görgü kazanarak gördüğü eserlerin üstün yanlarını, teknik
zaaf ve eksiklerini yakından izlemiştir.
Mimar Sinan, yaklaşık
100 yıllık hayatı boyunca hassa mimarbaşı olarak;
84
Cami,
52
Mescit,
63
Medrese,
7darülkurra,
22
Türbe,
18
İmaret,
3
Darülşifa(Hastane),
6
su yolu kemeri,
8
Köprü,
20
Kervansaray,
8Mahsen,
16. YY OSMANLI DÖNEMİ SANATI
Mukarnas,
Çini,
Hat,
Minyatürleri
ünlü.
HASEKİ HAMAMI-AYASOFYA-İSTANBUL- 1556-1557
I. Süleyman'ın
eşi Hürrem Sultan tarafından, yılları arasında yaptırılmıştır. Hamamın inşa edildiği yerde eskiden Zeuksippos Banyoları'nın varmış.
1910 yılına kadar kullanılan hamam, uzun
yıllar kapalı kalmıştır. Zaman zaman cezaevi, kâğıt deposu ve benzin deposu
olarak kullanılmıştır. 1957 – 1958 yıllarında onarılan hamam, 2008 halı
satış mağazası olarak kullanılmıştır[1].
MİHRİMAH SULTAN KÜLLİYESİ
Mihrimah
Camii, veya İskele Camii, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde
meydanda bulunan Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan
olan kızı Mihrimah Sultan için yaptığı camidir.
Sinan'ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle
desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur. Nisan ve Mayıs
aylarında Bayezid yangın kulesinden veya o bölgedeki
yüksek bir noktadan İskele Camii'sine doğru bakıldığında; sabah gündoğumunda
İskele Camii'nin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında
ise (Hicrî takvime göre her ayın 14'ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir.
Aynı
kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah
Sultan Edirnekapı Külliyesi'nde de, sabah ayın akşam da güneşin batışı
izlenebilmektedir.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına
gelmektedir.
RÜSTEM PAŞA KÜLLİYESİ
Rüstem Paşa Camii, İstanbul, Fatih ilçesi, Tahtakale semtinde Hasırcılar Çarşısı içinde yer
alan cami.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamlarından ve aynı
zamanda kızı Mihrimah Sultan'ın kocası
olan Damat Rüstem Paşa için Mimar Sinan'a yaptırıldı (1561). 1562 tarihli
su mülknamesinde (Konyalı) caminin bittiği söylenir. Fakat ruhsatta öyle yazsa
da Mimar Sinan 1562'de henüz caminin yerinin tespiti ve hazırlanmasıyla
uğraşıyordu. Tamamlanması tahmini 1562-1564 arası olabilir. Caminin yerinde önceki mescidin isimleri
Halil Efendi Mescidi veya Kenise (Kilise) Mescidi olarak bilinmektedir. Bu
mescidin yeri çukurda kaldığı için Mimar Sinan, mescidin altına dükkânlar
yaparak bir subasman meydana getirdi. Rüstem Paşa Camii, mescidin yerinde
kuruldu.
Sinan, Çevrede gezinen kuşları da düşünmüştür.Kuşların barınması için köprünün yanlarına oyuklar ve kuş evleri yaparak, ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koymuştur.
SELİMİYE CAMİSİ-EDİRNE
SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİSİ-KADIRGA/İSTANBUL 1571-1572
SOKULLU MEHMET PAŞA KÖPRÜSÜ-VİŞEGRAD-BOSNA
ZAL MAHMUT PAŞA KÜLLİYESİ-EYÜP
ŞEMSİ PAŞA KÜLLİYESİ-ÜSKÜDAR
KILIÇ ALİ PAŞA KÜLLİYESİ-TOPHANE
ATİK-VALİDE CAMİSİ-ÜSKÜDAR
DUA KUBBESİ-LÜLEBURGAZ-KIRKLARELİ
PERTEV PAŞA CAMİSİ-İZMİR-KOCAELİ
SÜLEYMANİYE CAMİSİ-İSTANBUL
SÜLEYMANİYE CAMİSİ-ŞAM-SURİYE
MİHRİMAH SULTAN CAMİSİ-EDİRNE KAPI -İSTANBUL
MAĞLOVA SU KEMERİ-İSTANBUL
ŞEHZADE CAMİSİ
PERTEV PAŞA CAMİSİ -İZMİT/KOCAELİ
SOKULLU MEHMET PAŞA KÖPRÜSÜ -VİŞEGRAD/BOSNA
MURADİYE CAMİSİ-MANİSA
ŞEMSİ AHMET PAŞA KÜLLÜYESİ- ÜSKÜDAR/İSTANBUL
Sinan Türk kültür sanatının dünya çapında
yetişen en büyük ve en güçlü temsilcisi sayılır. Bu açıdan onu önce bizler
tanımalı, daha sonra dünyaya tanıtmalıyız. Sinan’la övünmek hakkımız. Ancak
onun eserlerini koruyup yaşatmak boynumuzun borcu.
MİMAR
SİNAN
1490
– 1588
Ayşe DEMİR ÜNLÜ
Kadir
Has Üniversitesi -Mimarlık Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek lisans
İstanbul,
ayseunlu@besiktas.bel.tr
“Bir ulusun kültürü, onu oluşturan ozan, besteci,
filozof, bilim adamı, heykeltıraş, ressam ve mimar gibi kişilerin yaratıları
ile ün kazanır.”[1]
MİMAR
SİNAN
Hassa
Mimar başı Koca Sinan, Mimarlık tarihinin, ilk sıradaki yerini tartışmasız açık
ara hak eden en değerli üstattır. Sinan gibi hem okul, Hem simge olan sanat
yıldızları, insanlığın yolunu aydınlatan evrensel ışıldaklardır. Sinan 'ı doğru
biçimde tanımamız içinde, hem kendisini, hem de yaşadığı dönem hakkında doğru
bilgilere ulaşmak zorundayız.
Doğduğu
ve 21 yaşına kadar yaşadığı Ağırnas 3000 yıllık yeraltı şehir kalıntıları olan,
dehlizleri, mağaraları ile geçmişi olan Bir Kayseri kasabası...
HASSA MİMARLAR OCAĞI
Saraya bağlı mimarlar
anlamına geliyor. İlk Mimarlık örgütlenmesi sayılabilir. Görevleri arasında
Osmanlı İmparatorluğuna ait yeni yapılar tasarlamak, Keşif çalışmaları yapmak
ve inşaatlarını gerçekleştirmek idi. Ayrıca inşa edilmiş eski yapıların
bakımından ve onarımından sorumluydular. İstanbul Dışında bu ocağa bağlı olan
eyalet mimarları bu görevleri yerine getiriyorlardı.
Mimar Sinan 1538 yılında
bu teşkilatın başına yetirildi ( Mimarbaşı Acem Ali öldükten sonra) , 200 kadar
mimar çalışmaktaydı. Bunların yüzde onu kadarı da gayri Müslüm kimselerdi.
Hassa Mimarlık, günümüzde Bayındırlık Bakanlığı karşılığındadır.
Kanuni Sultan
Süleyman'ın gözdesi ve Baş mimarıydı.
Yorulmak bilmeyen çabası
ile orduda bulunmasınında katkısıyla İran, Mezopotamya, Suriye, Arabistan, Kırım,
Macaristan, orta Avrupa, balkanlar ve Anadolu’yu dolaşmasıyla bilgi ve
yeteneğinin yanında görgü kazanarak gördüğü eserlerin üstün yanlarını, teknik
zaaf ve eksiklerini yakından izlemiştir.
Mimar Sinan, yaklaşık
100 yıllık hayatı boyunca hassa mimarbaşı olarak;
84
Cami,
52
Mescit,
63
Medrese,
7darülkurra,
22
Türbe,
18
İmaret,
3
Darülşifa(Hastane),
6
su yolu kemeri,
8
Köprü,
20
Kervansaray,
8Mahsen,
16. YY OSMANLI DÖNEMİ SANATI
Mukarnas,
Çini,
Hat,
Minyatürleri
ünlü.
HASEKİ HAMAMI-AYASOFYA-İSTANBUL- 1556-1557
I. Süleyman'ın
eşi Hürrem Sultan tarafından, yılları arasında yaptırılmıştır. Hamamın inşa edildiği yerde eskiden Zeuksippos Banyoları'nın varmış.
1910 yılına kadar kullanılan hamam, uzun
yıllar kapalı kalmıştır. Zaman zaman cezaevi, kâğıt deposu ve benzin deposu
olarak kullanılmıştır. 1957 – 1958 yıllarında onarılan hamam, 2008 halı
satış mağazası olarak kullanılmıştır[1].
MİHRİMAH SULTAN KÜLLİYESİ
Mihrimah
Camii, veya İskele Camii, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde
meydanda bulunan Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan
olan kızı Mihrimah Sultan için yaptığı camidir.
Sinan'ın erken dönem eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle
desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur. Nisan ve Mayıs
aylarında Bayezid yangın kulesinden veya o bölgedeki
yüksek bir noktadan İskele Camii'sine doğru bakıldığında; sabah gündoğumunda
İskele Camii'nin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında
ise (Hicrî takvime göre her ayın 14'ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir.
Aynı
kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah
Sultan Edirnekapı Külliyesi'nde de, sabah ayın akşam da güneşin batışı
izlenebilmektedir.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına
gelmektedir.
RÜSTEM PAŞA KÜLLİYESİ
Rüstem Paşa Camii, İstanbul, Fatih ilçesi, Tahtakale semtinde Hasırcılar Çarşısı içinde yer
alan cami.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamlarından ve aynı
zamanda kızı Mihrimah Sultan'ın kocası
olan Damat Rüstem Paşa için Mimar Sinan'a yaptırıldı (1561). 1562 tarihli
su mülknamesinde (Konyalı) caminin bittiği söylenir. Fakat ruhsatta öyle yazsa
da Mimar Sinan 1562'de henüz caminin yerinin tespiti ve hazırlanmasıyla
uğraşıyordu. Tamamlanması tahmini 1562-1564 arası olabilir. Caminin yerinde önceki mescidin isimleri
Halil Efendi Mescidi veya Kenise (Kilise) Mescidi olarak bilinmektedir. Bu
mescidin yeri çukurda kaldığı için Mimar Sinan, mescidin altına dükkânlar
yaparak bir subasman meydana getirdi. Rüstem Paşa Camii, mescidin yerinde
kuruldu.
Sinan, Çevrede gezinen kuşları da düşünmüştür.Kuşların barınması için köprünün yanlarına oyuklar ve kuş evleri yaparak, ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koymuştur.
SELİMİYE CAMİSİ-EDİRNE
SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİSİ-KADIRGA/İSTANBUL 1571-1572
SOKULLU MEHMET PAŞA KÖPRÜSÜ-VİŞEGRAD-BOSNA
ZAL MAHMUT PAŞA KÜLLİYESİ-EYÜP
ŞEMSİ PAŞA KÜLLİYESİ-ÜSKÜDAR
KILIÇ ALİ PAŞA KÜLLİYESİ-TOPHANE
ATİK-VALİDE CAMİSİ-ÜSKÜDAR
DUA KUBBESİ-LÜLEBURGAZ-KIRKLARELİ
PERTEV PAŞA CAMİSİ-İZMİR-KOCAELİ
SÜLEYMANİYE CAMİSİ-İSTANBUL
SÜLEYMANİYE CAMİSİ-ŞAM-SURİYE
MİHRİMAH SULTAN CAMİSİ-EDİRNE KAPI -İSTANBUL
MAĞLOVA SU KEMERİ-İSTANBUL
ŞEHZADE CAMİSİ
PERTEV PAŞA CAMİSİ -İZMİT/KOCAELİ
SOKULLU MEHMET PAŞA KÖPRÜSÜ -VİŞEGRAD/BOSNA
MURADİYE CAMİSİ-MANİSA
ŞEMSİ AHMET PAŞA KÜLLÜYESİ- ÜSKÜDAR/İSTANBUL
PERTEV PAŞA CAMİSİ -İZMİT/KOCAELİ
SOKULLU MEHMET PAŞA KÖPRÜSÜ -VİŞEGRAD/BOSNA
MURADİYE CAMİSİ-MANİSA
ŞEMSİ AHMET PAŞA KÜLLÜYESİ- ÜSKÜDAR/İSTANBUL
Sinan Türk kültür sanatının dünya çapında
yetişen en büyük ve en güçlü temsilcisi sayılır. Bu açıdan onu önce bizler
tanımalı, daha sonra dünyaya tanıtmalıyız. Sinan’la övünmek hakkımız. Ancak
onun eserlerini koruyup yaşatmak boynumuzun borcu.
Yorumlar
Yorum Gönder